
18 Haziran 2025’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaşanan ve kamuoyunda büyük tepkiye neden olan açıklamalara ilişkin, Türk-Ermeni Konusunu Araştırma Vakfı (TEKAR) Başkanı Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran yazılı bir açıklama yaparak tepkisini dile getirdi. Taşkıran, milletimize yönelik tarihi gerçeklikten uzak iddiaların, düşman devletlerin propagandasını tekrar etmekten başka bir anlam taşımadığını vurguladı.
Meclis kürsüsünde sarf edilen sözler milletimizi derinden yaraladı
TEKAR Vakfı açıklamasına göre, kamuoyunca bölücü örgütle ilişkili olduğu bilinen bir siyasi partinin milletvekili, TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada 1915 olaylarına dair tarihi ve hukuki temelden yoksun iddialar dile getirdi. Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni “soykırım” ile suçlayan bu sözler, halk arasında öfke ve üzüntüyle karşılandı.
Açıklamada, bu tür söylemlerin halkı kin ve nefrete sürüklediği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uluslararası platformlarda zor duruma sokmayı hedeflediği belirtildi. Milletvekili hakkında derhal hukuki işlem başlatılması gerektiği ve bu konuda TBMM Başkanlığı’ndan beklenti olduğu vurgulandı.
1915 Sevk ve İskan kararı tarihi bir zorunluluktu
TEKAR Vakfı, açıklamasında 1915 yılında alınan Sevk ve İskan kararının, savaş koşullarında devletin güvenliğini sağlamak amacıyla alındığını ve dönemin koşulları gereği meşru bir önlem olduğunu ifade etti. Söz konusu kararın, isyan eden ve düşmanla işbirliği yapan unsurlara karşı uygulanmak zorunda kaldığı belirtilerek, bunun diğer devletlerin savaş döneminde aldığı benzer kararlarla örtüştüğü dile getirildi.
Vakfa göre bu kararın amacı, bölgedeki Türk ve Müslüman halkı korumak ve hain girişimlerin önüne geçmekti. Bu süreçte yaşanan bazı karşılıklı çatışmaların ise tamamen bölücülükten vazgeçmeyen unsurlarla ilgili olduğu savunuldu.
Soykırım iddiası Türk milletine yönelik alçakça bir iftiradır
TEKAR Vakfı açıklamasında, 1915 olaylarının “Ermeni ve Süryani soykırımı” olarak tanımlanmasının, tarihi gerçeklere tamamen aykırı olduğu ve bunun ancak düşmanlıkla açıklanabileceği ifade edildi. Bu tür iddiaların, Türk milletine yöneltilmiş alçakça bir iftira olduğu vurgulandı.
TBMM kürsüsü yalan ve iftiralara zemin olamaz
Vakıf, Meclis kürsüsünün milletvekillerine tanınan dokunulmazlığın, tarihi gerçeklere aykırı şekilde milletin birliğine ve Türk tarihine saldırmak için kullanılamayacağını belirtti. Bu tür beyanların, milletin değerlerine ve geçmişine açık bir hakaret olduğu ifade edildi.
Milletimiz bu iftiraların hesabını meşru yollarla soracaktır
Son olarak, TEKAR Vakfı açıklamasında, Türk milletinin tarih boyunca maruz kaldığı iftiralara karşı sessiz kalmadığı ve kalmayacağı vurgulandı. Açıklamada, “Tarih, Türklere yapılan ihanetlerin cezasız kalmadığını göstermiştir. Milletimiz bu düşmanca saldırılarda bulunanlardan, hukukun sınırları içinde hesap soracaktır,” denildi.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Çok yazık.