Tayvan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, 38 tankın teslim alındığı ve Hsinchu ilindeki Zırhlı Birlikler Eğitim Komutanlığına gönderildiği kaydedildi.
Tanklarla birlikte “M88A2” model 4 zırhlı çekici aracın da teslim edildiği belirtildi.
Tayvan’ın uzun süredir almayı istediği tankların satışı 2019’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın onayıyla gerçekleşmişti. Tayvan, 108 tank için 1,25 milyar dolar ödemişti.
38 tanka ilave olarak 2025’te 42, 2026’da da 28 tankın teslim edilmesi bekleniyor.
ÇİN’DEN TEPKİ GELDİ
ABD’nin Tayvan’a tank teslimatı, Ada’yı topraklarının parçası olarak gören Çin’in tepkisini çekti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, Pekin’de düzenlenen olağan basın toplantısında, ABD’nin Tayvan ile askeri bağlar kurmasına ve silah satmasına karşı olduğunu yineledi.
ABD’ye “tek Çin” ilkesine ve iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin temelini oluşturan Üç Ortak Bildiri’ye ve özellikle de Tayvan’a uzun dönemli silah satmamayı taahhüt ettiği 1982 tarihli 17 Ağustos Bildirisi’ne bağlı kalmaya, Tayvan’ı silahlandırmaya ve “Tayvan’ın bağımsızlığı” arayışındaki ayrılıkçıları cesaretlendirmeye ve onlara yardım etmeye son vermeye çağıran Sözcü Lin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tayvan otoritelerinin askeri yığınak yaparak ve dış destek sağlayarak bağımsızlık arayışı başarılı olamayacaktır. Çin egemenliğini, güvenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacaktır.”
Çin’in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasında iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık hala devam ediyor.
Pekin, “tek Çin” ilkesini vurgulayarak kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile resmi ilişki kurmasına ve Tayvan’a silah satmasına karşı çıkıyor.
Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Çin, Ada’nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.
Çok yazık.