SALDIRI GÜNÜNÜ ANLATTI

Olay günü sabah saat 08.30’da kaldığı aparttaki odasında uyandığını söyleyen Tengioğlu,

“Taksime hem vakit geçirmek hem de iş aramak maksadıyla yürürken Taksim meydan civarında kalabalık bir insan topluluğu gördüm. Orada bulunan birine kalabalığın nedenini

sorduğumda Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinin Atatürk Kültür Merkezine getirileceğini, kalabalığın

bu sebeple olduğunu öğrendim. Son dönemlerde Sırrı Süreyya Önder’in Terörsüz Türkiye için yapmış olduğu çalışmalardan ve çabalarından dolayı sempati duyduğum için orada bulunmak istedim. Bundan dolayı Atatürk Kültür Merkezi’ne doğru yürüdüm. Atatürk Kültür Merkezi önündeki alana geldim. Burada Sırrı Süreyya Önder’in yakaya takılmak üzere küçük fotoğrafları vardı. Toplu iğneyle bana da

uzattılar. Ben de aldım yakama taktım. Orada duygusal bir durum vardı, insanlar acılı ve kederliydiler.

Barış ortamı vardı, ben de bundan dolayı duygusal olarak kalma gereği hissettim. Saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum alana doğru yürüdüğümde Atatürk Kültür Merkezi içerisinden kalabalık bir grubun bana doğru geldiğini gördüm. Kalabalık grubun önünde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i gördüm. Özgür Özel’in daha önceden Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına, Savcılarına, Askerlerine, Polislerine tehditvari konuşmaları olduğundan o an bir duygusal yapı içerisinde de olduğumdan bir anda kendimi kaybederek Özgür Özel’in yüzüne bir tokat vurdum. Özgür Özel’e tokat vurmamdaki sebep içinde olduğum üzüntü hali ve Özgür Özel’in sürekli tehdit dili kullanması, ülkemizi yabancı ülkelere şikayet etmesinden kaynaklanan tepkisel bir eylemdir. Bu sırada orada bulunan görevliler tarafından bana müdahale edildi ve yakalandım” dedi.

“ANİ GELİŞEN BİR OLAYDIR”

İfadesinde saldırıyı neden gerçekleştirdiğini anlatan Tengioğlu, “Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel

Başkanı Özgür Özel’in Sayın Cumhurbaşkanımıza “sana dünyayı dar ederim” demesinden rahatsız

olmuştum, gençleri birbirine düşürmesinden rahatsız olmuştum, savcılarımızı, polislerimizi tehdit

etmesinden rahatsız olduğum için kendisini bir anda görünce bu eylemi gerçekleştirdim. Olayı anlık

duygusal bir durum içerisinde olmam sebebiyle gerçekleştirdim. Ani gelişen bir olaydır. Ben Vatanını Milletimi seven bir insanım” dedi.

“ÖZEL’İN ORADA OLDUĞUMU BİLMİYORDUM”

Eylemi önceden planlayıp planlamadığı sorulan Tengioğlu, “Hayır ben bu eylemi planlamadım. Ben Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinin orada olduğunu öğrendiğim için Atatürk Kültür Merkezi önüne gittim. Özgür Özel’in orada olduğundan herhangi bir haberim yoktu. Tamamıyla ani refleksle gelişen bir olaydır” dedi.

“ÖRGÜT BAĞLANTIM YOK”

Polis Tengioğlu’na herhangi bir örgütle bağlantısı olup olmadığını da sordu. “Herhangi bir yapıyla ya da illegal örgütle bağlantısı olmadığını söyleyen Tengioğlu, “Ayrıca herhangi bir siyasi partiye, dernek gibi herhangi bir oluşuma da üye değilim” dedi.

“KİMSEDEN PARA ALMADIM”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırı için “kimse bana para vermedi” diye şüpheli, “Olay kendi başıma yaptığım bir olaydır. Ne kimseden para aldım. Ne de talimat aldım” dedi.

“PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRMEDİM”

Şüpheliye herhangi bir sağlık sorununuz var mıdır? diye de soruldu. Tengioğlu bu soruya cevaben, “Benim Allah’a şükür herhangi bir sağlık sorunum yoktur, psikolojik destek almadım ve tedavi görmedim, ilaçta kullanmadım. Herhangi bir raporum da yoktur” yanıtını verdi.

2 YILDIR BEYOĞLU’NDA APARTTA KALIYOR

2020 yılında İstanbul’a gelen, 2 yıldır da Beyoğlu’nda bir apartta kaldığı ortaya çıkan Tengioğlu ifadesinde, “Beyoğlu’nda bir apartta kalıyorum, aylık 4 bin lira kira ödüyorum. Olay günü Özgür Özel’in çıktığını gördüm. Sonra da saldırdım” dedi.

FARKLI İŞLERDE ÇALIŞMIŞ

Geçmişte Alanya’da bulaşıkçı, bekçi ve marangoz olarak çalışan Tengioğlu’nun, dört yıl önce, cezaevinden tahliye olduktan sonra İstanbul’a geldiği belirlendi.

2004’TE DE 2 ÇOCUĞUNU ÖLDÜRMÜŞTÜ

Habertürk’ten Mustafa Şekeroğlu’nun haberine göre, Selçuk Tengioğlu, her yönüyle araştırıldı. Geçmişten olay gününe kadar hayatında yaşananlar alınan ifadesine yansıdı. Özel’e yapılan saldırı gününe kadar hayatında neler yaşadıklarını ifadesinde anlatan Tengioğlu, 2 çocuğunu nasıl öldürdüğünün detaylarına da girdi. İşte Tengioğlu’nun o ifadesi;

“BEN HATAY’DA DOĞDUM”

‘Yukarıda vermiş olduğum bilgiler doğrudur ve bana aittir. Bana isnat edilen suçlama ve kanuni haklarım yakalandığımda anlatıldı bilgi edindim ben Hatay ili İskenderun ilçesinde doğdum. 5 kardeşiz fakat amcamın çocuğu olmadığı için 2 kardeşim o tarihlerde amcam üstüne kayıt olduğu için resmiyette 3 kardeş olarak görünmekteyiz. Benim babam ayakkabı boyacılığı, dergi satıcılığı gibi işlerde çalışarak bizlere bakardı ve geçimimizi sağlardı. Bize çok iyi davranırdı. Annem Ebe idi. Kız kardeşim doğduktan sonra annem işi bırakmak zorunda kaldı.

Babamların Gaziantep ilinden Hatay ili İskenderun ilçesine taşınmaları herhangi bir olay, kan davası vs. gibi sebeplerden değil, tamamen kader ve nasiptir. Ben ilkokul mezunuyum. Okulu bitirdikten sonra yağlı boya ve kartonpiyer gibi işlerde çalıştım, amcamın yanında fırınlara un dağıtımı yaptık.

“DARBEDE ASKERDİM”

‘Yaşım gelince hatırladığım kadarıyla 1979 tarihinde askere gittim. Acemi birliğimi Manisa ili Batı Kışlasında yaptım. Askerdeyken 12 Eylül 1980 darbesini yaşadım. O dönem askerdim ve bana verilen görevleri yaptım. Askerdeyken herhangi bir vukuatım olmadı ve askerliğimi normal süresinde bitirerek terhis oldum. Askerden terhis olduktan sonra Hatay ili İskenderun ilçesine geri döndüm.’

“EVLENDİM”

‘ O tarihlerde ablam Nermin Durmaz’ın kiracısı olan bir ailenin kızı olan eski eşimle ailem evlenmemi uygun görmüş, konuyu bana söylediler. Ben de ailemi kıramadım ve nişanlandık. Sonrasında öğrendiğim kadarıyla onların bazı ailevi problemleri nedeniyle ben nişanı bozdum. Ardından nişanlım rahmetli babaannemin yanına gelmiş, babaannem de bana “bu kızı bırakma, yazıktır, öksüzdür, hamileymiş” dedi. Ayrıca nişanlım bileğini keserek bana “senden hamileyim” demesine dayanamadığımdan kendisiyle evlendik.’

“ONLARI ÖLDÜRMEK İSTEDİM”

“Bir süre sonra eşim koltuğu kaldırırken karnındaki çocuğu düşük yapmış, yani çocuk doğmadı. Sonrasında devam eden evliliğimizde 3 kız 2 erkek olmak üzere toplam 5 çocuğumuz oldu. Daha sonradan eşimin ismini vermek istemediğim kişilerle münasebeti olduğunu duyarak kendimi ve onları öldürmek istedim.’

“SİLAHIM TUTUKLUK YAPTI”

“Yaşadığım cinnet neticesi gerçekleştirmiş olduğum olayda Mutlu isimli kızım ile Barış isimli oğlum yaralandı, ardından vefat ettiler. Çocuklarım yaralandığında silahım tutukluluk yaptı. Bu sebeple kendime zarar veremedim. Eşim de kaçtı. Bu olaydan sonra Hatay ili İskenderun ilçesinde yargılandım. Yargılama neticesinde tutukladım ve 2 kez ağırlaşmış müebbet hapis cezasından hüküm giydim.”

“16 YIL 2 GÜN CEZAEVİNDE KALDIM”

“ 2020 yılına kadar Cezaevinde yattım. Çeşitli cezaevlerinde 16 yıl 2 gün cezamı çektim. İskenderun Cezaevinde kaldığım süre zarfında Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti tarafından cezai ehliyetim olup, olmadığına dair Adana Kurttepe Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edildim, hastanede 1 ay kadar yattım. Burada bana Şok Tedavisi de uyguladılar. Cezaevlerinde kaldığım süre zarfında başka bir suça karışmadım, herhangi bir disiplin cezası ve hücre cezası da almadım.”

“ 2020 yılında Niğde Açık Cezaevinden tahliye olduktan sonra Antalya ili Alanya ilçesine gittim. Alanya ilçesinde bulunan Azak isimli otelin sahibi olan Mine hanıma 1 yıl denetimli serbestliğimden dolayı sigortalı bir işte çalışarak imza atmam gerektiğini söyleyerek iş talebinde bulundum. Çünkü sigortalı işte çalışmadığım ve adres bildirmediğim takdirde tekrardan açık cezaevine girecektim. Mine hanım bu durumumu anlayınca beni anlayışla karşılayarak işe aldı ve böylece bu otelde çalışmaya başladım. ‘

“2021’DE İSTANBUL’A GELDİM’

“Yaklaşık 1 sene imza süresi boyunca aynı otelde çalıştım. İmza süresi bitince aynı zamanda kovid salgınından dolayı pandemi dönemi başlayınca oteller kapanınca işten ayrılmak zorunda kaldım ve 2021 yılında İstanbul’a geldim. İstanbul’a gelince Baltalimanı Kemik Hastanesinin karşısında bulunan Rizeli Mustafa abinin otoparkında bekçilik yaptım, geceleri orada kalıyordum. Gündüzleri de yine otoparka bakıyordum. Burada yaklaşık 3-5 ay çalıştıktan sonra işten ayrıldım. Ardından sırasıyla Beyoğlu Tarlabaşı’na geldim’