
CHP’den sonra yönetime geçen Demokrat Parti’nin ilk eylemi Halkevlerini, Tercüme Bürosu’nu, eğitimimizin büyük atılımı olan Köy Enstitülerini kapatmak olmuştur.
Kısa sürede köyleri öğretmene kavuşturan Köy Enstitülerinin kuruluşunda büyük emeği geçen İsmail Hakkı Tonguç kuruluş amacını şöyle özetliyor:
“Köyün insanı, öylesine canlandırılmalı, bilinçlendirilmelidir ki onu, hiçbir kuvvet kendi çıkarına kullanıp insafsızca istismar edemesin. Köyün sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapılmasın. Özellikle köylüler bedava çalışan iş hayvanı haline getirilmesin.”
MUTLU YAŞAM KÖYÜ
Mersin’in Mezitli Belediyesi, Köy Enstitüleri ruhunu yaşatmak için bir proje geliştirmiş. Şahintepe Mahallesi’nde yapımı tamamlanma aşamasında olan “Mutlu Yaşam Köyü” projesi eski Köy Enstitüleri ruhunu yeniden yeşertmeyi amaçlıyor. İçerisinde bungalov tipi evlerin, uygulama atölyelerinin, hobi alanlarının, proje pazarlarının yer alacağı Mutlu Yaşam Köyü’nde, yediden yetmişe her yaştan insan bir araya gelerek eğitim kamplarına katılacak, doğa ile iç içe hayvan besleyecek.
20 dönümlük bir alanı kapsayan projeyle ilgili Mezitli Belediye Başkanı CHP’li Neşet Tarhan şöyle diyor: “Vatandaşlarımızın bu köye geldiklerinde birbirleriyle kaynaşmalarını ve şehirden uzaklaşıp güzel bir vakit geçirmelerini istiyoruz.”
GİRİŞİMLER
Köy Enstitüsü konusu, kapatıldığı günden bu yana hiç gündemden düşmedi. Ortaöğrenime Köy Enstitüsünde başlayan Prof. Dr. İsa Eşme, “kent enstitüleri” kavramını, Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı (İKÜ Yayınevi, 2021) adlı kitabında enine boyuna açıkladı:
“Köy Enstitüleri eğitim tarihinin en parlak dönemidir. Canlandırılmak istense bile ülkemizde neredeyse köy kalmadı, nereye kurulacak bu eğitim anıtları?” sorusuna şu açıklamayı da katıyor Eşme: “Daha önce Prof. Dr. Adil Türkoğlu tarafından gündeme getirilen Kent Enstitüleri düşüncesi, 17-20 Nisan 2003’te dekanlık görevini yürüttüğüm Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen bir çalıştayda ele alınmıştır.”
PROF. DR. KEMAL KOCABAŞ
Köylünün ürettiklerinin gerçek karşılığını bulamadığı bu ekonomik ortamda, emekçiler Tonguç’un vurguladığı duruma düşürülmüştür. Dar günlerin geleceğini kısa sürede sezen 9 Eylül Üniversitesi’nin seçkin bilim insanlarından Prof. Dr. Kemal Kocabaş yıllardır Köy Enstitüleri üzerinde araştırma yaparak bu kuruluşların yeniden canlandırılması düşüncesini güncel kılmıştır.
Köy Enstitülerinin eğitiminde güdülen amacı şöyle özetliyor Kocabaş:
“Köy Enstitüleri, ‘demokratik kültür ve sanat’ ortamları yaratarak öğrencilerin duyusal gelişimini sağlayan eğitimi bütünseleyen, halk oyunlarını, halk müziğini dizgesine katan ve bu anlamda halk kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayan eğitim kurumlarıydı.”
Babası Köy Enstitülü olan Sercan Ünsal’ın üç ciltlik Bozkırda Bir Eğitim Pınarı 1941-1954 Pamukpınar Köy Enstitüsü adlı kitabı, enstitülerin iç işleyisi açısından önemlidir.
ÇOCUK YUVALARI
Ekrem İmamoğlu İBB başkanı olur olmaz, öğrencilerin verimli olacağı eğitim yöntemlerinin kökleşmesini sağlama yollarını aradı. İBB’nin yayımladığı kültürel düzeyi yüksek kitaplar arasında önceliği de Kocabaş’ın çalışma yaşamını adadığı Köy Enstitülerine vermiştir. Çocuk yuvaları, Köy Enstitülerini canlandırmanın ilk adımdır.
İmamoğlu, İBB başkanı olarak bir üst düzey bürokratı gibi, lafla yetinmemiş, halkımızı eğiterek gözünü dünyaya yeni açan çocuktan, olgunluk yaşına eren gençleri aydınlatacak kurumları etkin kılmaya çalışmıştır.
Kültürce gelişmiş ülkelerde heykeli dikilecek İmamoğlu gibi kişilerin sesinin mahpushanelerden çıkması, Atatürk’ün cihana örnek olan Türkiye’si açısından acı değil midir?
Çok yazık.