Gürcistan’da, hükümetin, Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerini 2028’e kadar askıya almasına karşı, Tiflis’te günlerdir protesto gösterileri yaşanıyor.
28 Kasım’da başlayan protesto gösterilerinde sekizinci güne girildi. Parlamentonun önündeki Şota Rustaveli Caddesi’ni trafiğe kapatan göstericiler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman arbede yaşanıyor.
Göstericiler ayrıca, parlamento binasına ve güvenlik güçlerine yönelik çeşitli nesneler ve havai fişeklerle saldırırken, bulundukları bölgelerde de ateş yakarak eylemlerini sürdürüyorlar.
Gürcistan Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sophio Demetrashvili, Gürcistan’da devam eden protestoların perde arkasını ve ülkedeki siyasi tartışmaları Cumhuriyet‘e değerlendirdi.
“MUHALİFLER, DIŞ GÜÇLER TARAFINDAN YÖNLENDİRİLİYOR”
Demetrashvili, ülke genelinde yaşanan protestolara ilişkin, “Bu, bir iç savaş olarak kabul edilemez. Dış güçler tarafından yönlendirilen muhalif siyasi partiler istikrarı bozmaya, yanlış bilgi yaymaya ve toplumu kışkırtmaya çalışmaktadır. Gürcistan’da iç savaş kesinlikle söz konusu değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Gürcistan’da 27 Ekim’de yapılan parlamento seçimlerinde, yüzde 53,93 oy alan iktidardaki Gürcü Hayali Partisi birinci olmuştu. Parlamento seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyen muhalefet partileri, başkent Tiflis’te protesto düzenleyerek seçimlerin yenilenmesini istedi.
Gürcistan’da ilk kez elektronik oylama sisteminin kullanıldığını hatırlatan Demetrashvili, “Halka, bu seçimlerin referandum tipi bir seçim olduğu söylendi. Gürcü Rüyası’nın zaferi etkileyiciydi, Sonuç olarak, Gürcistan’da belirleyici seçimlerin yapıldığı rahatlıkla söylenebilir. Barışı korumanın kaderi söz konusuydu ve Gürcü halkı ülkenin barışını, kalkınmasını ve parlak geleceğini seçti” diye konuştu.
“GÜRCÜ HALKI, DEVRİME YA DA DARBEYE İZİN VERMEYECEK”
“Seçimlerin her ülkede çok önemli bir an olduğunu ve Gürcü halkı da bu önemli anlarda seçimini yaptığını” dile getiren Demetrashvili, “Eleştirel medya kuruluşları Gürcistan’da siyasi bir kriz olduğunu iddia etmekte ve olayları “Maidan” ya da Ukrayna senaryosuna göre geliştirmeye çalışmaktadır ki bu kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
“Gürcü halkının bir devrime ya da darbeye izin vermeyeceğini” vurgulayan Demetrashvili, “protestoların kontrol altında olduğunu ve yakında ülkenin normal ritmine geri döneceğini” savundu.
“ABHAZYA VE GÜNEY OSETYA GEÇİCİ İŞGAL ALTINDA”
Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze’nin, Abhazya ve Güney Osetya’ya “birleşik bir ülkede birlikte yaşama” çağrısını değerlendiren Demetrashvili, “Gürcistan’ın, devletin toprak düzenlemesiyle ilgili olarak karşılaştığı temel zorluk, doğal olarak doğru ve çok dikkatli siyasi müzakereler sonucunda herhangi bir konuya verilmemesi gereken sözde “ayrılma” hakkıdır” dedi.
Demetrashvili, şunları ekledi:
“Abhazya ve Samaçablo (Güney Osetya) Gürcistan’dır! Gürcistan’daki siyasi irade nettir. Acıların tarih sayfalarında kalması ve yeni neslin yeniden bütünleşebilmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün Gürcistan birleşik bir devlet değil, Abhazya ve Güney Osetya geçici olarak işgal altında. “Geçici” terimi çok önemli, çünkü ilişkilerin yeniden tesisinin ve uzlaşmanın çok yakında gerçekleşeceğine inanıyorum. Gürcistan hükümeti, Avrupa standartlarının rehberliğinde, bölgecilikle ilgili anayasal reformu daha da ileriye götürmek amacıyla siyasi bir uzlaşı için çaba sarf etmelidir.”
“RUSYA’NIN NÜFUZ HEDEFLERİNDEN BİRİ GÜRCİSTAN”
Gürcistan, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında Gürcistan’ın pozisyonuna değinen Demetrashvili, “Rusya özellikle saldırgan bir tutumla bölgede özel bir nüfuz elde etmeye çalışmaktadır ve bu nüfuzun hedeflerinden biri de Gürcistan’dır” ifadelerini kullandı.
“Bu durumda Gürcistan’ın, güvenliğinin garanti altına almanın tek yolunun Avrupa-Atlantik entegrasyonunu hedefleyen sağlam ve etkili bir dış politikaya sahip olunması” gerektiğini savunan Demetrashvili, “Batılı devletlerin Gürcistan’ın kalkınmasına yönelik tedbirleri desteklemeye hazır olması Gürcistan’ın devlet yapısının korunması açısından önemlidir. Rusya’dan kaynaklanan tehditler göz önüne alındığında, dünya toplumu güvenlik politikasına daha aktif bir şekilde dahil olmalı ve ülkeler arasındaki işbirliği daha da derinleştirilmelidir, çünkü “hiçbir ulus karmaşık sorunlarla tek başına başa çıkamaz” dedi.
“SAVAŞIN SONA ERMESİ ABD’YE BAĞLI”
Demetrashvili, “Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesinin ve ardından Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı hareketleri desteklemesinin, bölgedeki güvenlik ortamını temelden değiştirdiğini” belirterek, “Bu eylemler sadece Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmekle kalmadı, aynı zamanda diğer komşu ülkelerde de benzer müdahalelerde bulunma potansiyeline ilişkin endişeleri artırdı” diye konuştu.
“Ukrayna’daki savaşın sona ermesinin büyük ölçüde ABD’ye bağlı olduğunu” savunan Demetrashvili, “Donald Trump’ın başkan seçilmesi halinde Ukrayna’daki savaşın çok kısa sürede sona ereceği Gürcistan’da defalarca dile getirilmiştir. Herkesin bildiği gibi Donald Trump başkanlık seçimlerini kazandı, yemin töreni çok yakında gerçekleşecek. Yemin töreninden sonra, çok yakında, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesini umuyoruz” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE-GÜRCİSTAN İLİŞKİLERİ
Demetrashvili, Türkiye-Gürcistan arasındaki diplomatik ilişkilerin 25 yıldır derinleştiğini ve Türkiye’nin, Gürcistan’ın “ana ticaret ortağı” olduğunu söyledi.
Türkiye’nin, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü destekleyen stratejik bir siyasi müttefiki olduğuna işaret eden Demetrashvili, “İyi komşuluk ilişkilerinin bir örneği de her iki ülke vatandaşlarının vizesiz ve pasaportsuz seyahat edebilmeleridir ki bu da Gürcistan ve Türkiye arasında turizmi ve ticari ve ekonomik ilişkileri teşvik etmektedir. Bu, her iki ülke için de önemlidir” dedi.
Gürcistan ve Türkiye arasında enerji sektöründeki işbirliği son yıllarda dinamik bir şekilde geliştiğine dikkat çeken Demetrashvili, “Türkiye tarafından yapılan yatırımlarla Gürcistan’da yeni hidroelektrik santralleri ve iletim hatları inşa edilmektedir. Gürcistan ve Türkiye arasındaki dostane ilişkiler turizmi de olumlu yönde etkilemektedir. Dolayısıyla, Türkiye Gürcistan’ın stratejik ortağıdır ve iki ülke arasındaki ikili ekonomik ilişkiler derinleşmektedir; bu da nihayetinde iki ülkenin ekonomik durumu üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır” diye konuştu.
Demetrashvili, Gürcistan ve Türkiye arasındaki yüksek düzeyli stratejik işbirliğinin devam edeceğini ve bunun hem iki ülke hem de bölge için büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Çok yazık.