Kültür-Sanat 04.12.2024 – 22:27, Güncelleme: 04.12.2024 – 22:27
Geçmişten Günümüze Keçe Sanatı
Sema KUMRULU / Yozgat Demokrat Dernekler Federasyonu’nda ”Geçmişten Günümüze Keçe Sanatı” temalı söyleşi ve atölye çalışması gerçekleştirdi.
1 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen etkinlikte Keçe Sanatçısı Fatma Birsen Ulusaloğlu konuşmacı olarak, El Sanatları Öğretmeni Necla Oya Ergün ise atölye çalışmasıyla katıldı. Fatma Birsen Ulusaloğlu, Keçe hakkında anlattıklarını sizlerle paylaşmak istedim; ”Keçe: koyun, kuzu, deve, keçi, gibi hayvanlardan alınan yünlerin kök boyalarla boyanarak su ve sabunla yayma, tepme, pişirme gibi işlemlerden geçirilerek şekillenmesi sonucu oluşan bir dokudur ve ilk olarak Türklerden yayılmıştır. Geleneksel sanatlar içerisinde en köklü geçmişe sahip olan sanat keçedir.İlk olarak sanattan ziyade günlük yaşamda kullanılan keçe, zamanla yaşamda vazgeçilmez ihtiyaçları karşılıyor. Böyle olmasının sebebi iklim şartları ve konar göçer yaşam tarzını benimsemiş toplumların bu bölgede yer almasının etkisi vardır. İnsanlar, öncelikle giyinmek amaçlı yaptıkları keçeyi, yaşadıkları çadırlarda da kullanmışlar. Keçe, insanı sıcak ve soğuktan koruduğu gibi ısıyı da ihtiyaca göre ayarlayıp dengede tutar. Asya’dan Çin, İran ve Hindistan’a yayılmış olan aslında bir tekstil ürünüdür. Selçuklu döneminde kadınların sahip çıktığı keçe, ahilik teşkilatında da önemli bir yere sahipti. Osmanlı döneminde atölyeler kurularak eğitim veriliyormuş. Yeniçerilerin börklerinin keçeden yapılması ise yabancı böceklerin keçede barınmaması ve kurşun geçirmemesi.. Çobanların keçeden yapılan kepenek ile dolaşması, zorlu hava şartlarından korunmak ve yine zehirli hayvanlardan koruması. Şamanizm döneminde koruyucu olarak kullanılan keçe, mitolojide de yer alıyor. Hatta kadınların çeyiz sandıklarına koydukları keçeden yapılan mor bohçaların açılması o kadının kocasından şiddet gördüğünü ifade ediyormuş. Kızılay Çadırlarında da ısıyı ayarladığı için kullanılması gerekiyor. Eskiden çadır, başlık, yer sergisi gibi bir çok alanda kullanılan keçe, şimdi ise kıyafetlerde, şallarda, ev dekorasyonu ürünlerde kullanılır hale geldi. Keçe, günümüzde yok olmaya yüz tutmuş bir bir sanat halini alacakken yeni yetişen ustalarla yeniden hayat bulmaya başlıyor. Bu da sevindirici bir haber”. Ankara’nın bu soğuk günlerinde sıcacık keçe anlatımıyla içimizi ısıtan Fatma Birsen Ulusaloğlu’na çok teşekkür ediyorum. Detaylı anlatımıyla bu bilgileri edinmek çok güzeldi.
Sema KUMRULU / Yozgat Demokrat Dernekler Federasyonu’nda ”Geçmişten Günümüze Keçe Sanatı” temalı söyleşi ve atölye çalışması gerçekleştirdi.
1 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen etkinlikte Keçe Sanatçısı Fatma Birsen Ulusaloğlu konuşmacı olarak, El Sanatları Öğretmeni Necla Oya Ergün ise atölye çalışmasıyla katıldı.
Fatma Birsen Ulusaloğlu, Keçe hakkında anlattıklarını sizlerle paylaşmak istedim;
”Keçe: koyun, kuzu, deve, keçi, gibi hayvanlardan alınan yünlerin kök boyalarla boyanarak su ve sabunla yayma, tepme, pişirme gibi işlemlerden geçirilerek şekillenmesi sonucu oluşan bir dokudur ve ilk olarak Türklerden yayılmıştır. Geleneksel sanatlar içerisinde en köklü geçmişe sahip olan sanat keçedir.İlk olarak sanattan ziyade günlük yaşamda kullanılan keçe, zamanla yaşamda vazgeçilmez ihtiyaçları karşılıyor. Böyle olmasının sebebi iklim şartları ve konar göçer yaşam tarzını benimsemiş toplumların bu bölgede yer almasının etkisi vardır. İnsanlar, öncelikle giyinmek amaçlı yaptıkları keçeyi, yaşadıkları çadırlarda da kullanmışlar. Keçe, insanı sıcak ve soğuktan koruduğu gibi ısıyı da ihtiyaca göre ayarlayıp dengede tutar. Asya’dan Çin, İran ve Hindistan’a yayılmış olan aslında bir tekstil ürünüdür. Selçuklu döneminde kadınların sahip çıktığı keçe, ahilik teşkilatında da önemli bir yere sahipti. Osmanlı döneminde atölyeler kurularak eğitim veriliyormuş. Yeniçerilerin börklerinin keçeden yapılması ise yabancı böceklerin keçede barınmaması ve kurşun geçirmemesi.. Çobanların keçeden yapılan kepenek ile dolaşması, zorlu hava şartlarından korunmak ve yine zehirli hayvanlardan koruması. Şamanizm döneminde koruyucu olarak kullanılan keçe, mitolojide de yer alıyor. Hatta kadınların çeyiz sandıklarına koydukları keçeden yapılan mor bohçaların açılması o kadının kocasından şiddet gördüğünü ifade ediyormuş. Kızılay Çadırlarında da ısıyı ayarladığı için kullanılması gerekiyor. Eskiden çadır, başlık, yer sergisi gibi bir çok alanda kullanılan keçe, şimdi ise kıyafetlerde, şallarda, ev dekorasyonu ürünlerde kullanılır hale geldi. Keçe, günümüzde yok olmaya yüz tutmuş bir bir sanat halini alacakken yeni yetişen ustalarla yeniden hayat bulmaya başlıyor. Bu da sevindirici bir haber”.
Ankara’nın bu soğuk günlerinde sıcacık keçe anlatımıyla içimizi ısıtan Fatma Birsen Ulusaloğlu’na çok teşekkür ediyorum. Detaylı anlatımıyla bu bilgileri edinmek çok güzeldi.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Sonraki
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Çok yazık.