
Gazetecilikte “fikri takip” önemlidir. Sadece gazetecilikte mi? Hayır. Her alanda, her konuda. Yani, bir sorunu, meseleyi sonuna dek takip etme, bilgilenme, bilgiyi paylaşma demek. Ülkemizde “fikri takibin” en ama en zayıf olduğu alan hiç kuşkusuz siyaset. Bkz: İktidarda ilelebet başrolde kalmak isteyenlerin söylemleri. Bir gün böyle, ertesi gün öyle… Yersen…
Bugün derdim kültürel alanda bir fikri takip.
ESİLA’DAN MEKTUP VAR
Bu köşenin okurları artık Esila Ayık’ı biliyor. Bayrampaşa Cezaevi’nde tutulan, kalp sorunları olan Esila’dan birkaç gün önce avukatı aracılığıyla bir mektup aldım. Biraz dertleştik. Çok ilgi gören “Z Bakış” adlı kitabı 2021’de Ateş Yayınları’ndan çıkmıştı. Şimdi protesto hakkını kullandı diye hapse atılınca millet kitabı arar oldu. Ancak hiçbir yerde yok, çoktan tükenmiş. Başta Ateş Yayınları olmak üzere tüm yayın evlerine duyurulur.
Ayrıca içimde başka bir his de var. Sanki bu genç yazarın Z Bakış kitabını bir de “mahpus bakış” izleyecek gibi… Ayrıca sadece Esila’nın değil, en doğal haklarını kullanan ve haksız yere günlerini hapiste geçiren tüm öğrencilerin ve gençlerin mektuba gereksinimi var. Bunları da duyurmuş olayım.
VEDAT GÜNYOL BELGELİĞİ
İlgilenenler, biliyordur, daha önce de yazmıştım. Vedat Günyol Dostları, 2025’i, “Vedat Günyol Yılı” ilan etti ve sayısız girişimde bulunuyorlar. Bu girişimlerden biri de “Vedat Günyol Belgeliği”ni oluşturmak. Amaç, bu Aydınlanma neferini gençlere de tanıtmak, sevdirmek. Bu belgelikte dijital ortamda Yeni Ufuklar dergilerini tam takım olarak toparlamak hedefleniyor.
Benim kuşağım anımsar, Orhan Burian’ın çıkardığı “Ufuklar” dergisi, onun ölümünden sonra “Yeni Ufuklar” adıyla Günyol tarafından çıkarıldı ve 1976’ya dek sürdü. Bu fikir ve sanat dergisi hepimizi çok etkilemişti.
Ellerinde/evlerinde bu derginin herhangi sayısı olanlar bu işe gönül verenlere başvururlarsa (Nesim Ovadya İzrail: nesimov@hotmail.com tel: 0542 233 95 54 veya Aydın Ergil: aydinergil@gmail.com) koleksiyonun tamamlanmasına yardımcı olur. Merak etmeyin dijitale geçtikten sonra derginiz size iade edilecektir.
Jak Şalom ve sinemayı sevmek
Buyurun bir başka fikri takip eseri:
“‘Lütfen! Bana bir koyun çiz’ Ben de birçoklarımız gibi çocukken Antoine de Saint-Exupery’nin Küçük Prens adlı kitabını defalarca okumuş, her okuyuşta Küçük Prens’in beğendiği koyunun o kutu içinde neye benzediğini hayal etmeye çalışmıştım. Genç veya yaşlı, boynuzlu veya boynuzsuz koyunlar yerine, kutunun içindeki görünmeyen koyunun bir çocuğu pekâlâ sevindirebileceğine ben de inanmakta güçlük çekmemiştim. Çünkü ben de çocuktum. Rüyalarımın yükü henüz sırtımı kamburlaştırmamıştı. Şarlo’nun sessiz filmlerini izlediğim delikli kutunun adı sinema salonuydu. Televizyonsuz, bilgisayarsız bir dünyada ‘büyük beyaz perde’ nin büyüleyici etkisi sinemayı, sinema filmlerini ve elbette sinema salonlarını da ödünsüz bir biçimde sevmeme yol açtı.”
Tüm yaşamını tiyatro ve sinema sanatına adamış Jak Şalom’un adeta destansı “Bir Sinematekten Ötekine- Sinemayı Sevmek” adlı kitabı (Kırmızı Kedi) şu yukarıda alıntıladığım ve hayalleri kışkırtan satırlarla başlıyor.
Sonra… Sonra yazar, Türk Sinematek Derneği’nin kuruluşundan sinema sanatının labirentleri arasına dalıyor. Sinema üzerine yazılarla, yeni arayışlarla, genç ve devrimci sinema yollarına sapıyor, ünlü ünsüz isimlerle nice sinema salonlarına dala çıka, mektuplaşmalarla, söyleşilerle, eleştirilerle, yola devam ediyor. Uzun bir aradan sonra Kadıköy’de kurduğu Sinema Evi serüveniyle taçlanıyor. 50 yıl gibi uzun bir aradan sonra, “Yeniden Doğuş Projesi”nin hayata geçirilişini izliyoruz. Kitabın ikinci bölümünde Jak Şalom’un Kadıköy’de kurduğu Sinematek/Sinema Evi’ne ışınlanıyoruz.
Bu eşsiz serüvende iki insan onun hep yol arkadaşı, yoldaşı: Henri Langlois ve Onat Kutlar. Kimi okurun anıları tazelenecek; genç okurlara ise ışık tutacak, belgelerle desteklenen bir serüven. Sinemayla ilgilenen herkesin okuması gereken bir kitap. Teşekkürler sevgili dostum Jak! İyi ki varsın!
Çok yazık.