
Kent lokantaları kayyumun ilk hedefi oldu…
Anlamadıkları bir gerçek var. Milletin gerçek gündemi! Çünkü onların tek gündemi bir tek kişi. Bakın kayyum bir baskıyla kent lokantalarını açmak zorunda kaldı. AKP’nin dalga geçtiği kent lokantası için İletişim Başkanlığı dahil panikle açıklamalar yaptılar. Açıldığı ilk gün belediye başkanlığı maaşımla yemekleri ben ikram etmek istedim. 2019’dan bu yana Ekrem başkanın yaptığı onca hizmet; anne kart, kent lokantası, burslar, yurtlar ortadadır. Konu “bir kayyum atayalım masa başından idare etsin” ile olmaz, olmuyor. Ama milletimiz rahat olsun. Şişli’deki 270 bin yurttaşımızın kul hakkı yenmiştir. Biz bu hakkı geri alacağız. Yeniden geleceğiz.
Silivri Cezaevi bir kültür evine dönüştü. Sizin günleriniz nasıl geçiyor?
Silivri yeni dönemin çalışma kampı gibidir. Görüşe giderken koridorlarda Ekrem başkanı, Ümit hocayı, Mahir’i, Buğra’yı, Mehmet Çalık’ı, Murat’ı, Ahmet hocayı, gençleri görüyorum. İnanın buradaki akıl ve haklılık, milletin dışarıdaki vicdanı yıkar bu duvarları. 30 milyon imza ile bu millet “adayımı yanıma, sandığı önüme getir” diyecek. İşte o zaman Ekrem İmamoğlu’nu burada haksız ve hukuksuz tutmanın imkanı kalmayacak.
Sadece baz istasyonu ve HTS kayıtlarına dayanarak tutuklama kararı verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gizli tanıklar, HTS kaydı gibi bilimsel ve teknik olarak kanıt olamayacağı ispatlanmış veriler, yalanlar… Neresinden tutsak elimizde kalacak bir tutuklama ve iddialar zinciri var. Savcıya ifade verirken dedim: “Bu sorular bulunduğum ilçenin 10 kişiden 7’sinin oyunu almış, Cumhuriyetin yetiştirdiği 42 yaşındaki şehir plancısı bir belediye başkanı ve genç bir savcının ortasındaki masada duruyorsa bu bizim için utançtır.”
Görevinize döneceğinizden umutlu musunuz?
Gençlerin desteği ve açtığı yol burada bizim en büyük motivasyonumuz ve sorumluluğumuz. Geleceğini göremeyen gençler “artık yeter” dedi ve yepyeni bir yol açtı. İktidar çok dar bir patikadadır. Ne dönebilir, ne geriye gidebilir. O patika daralacak ve sonunda düşecekler. Emin olun Yeni başlıyoruz.
Kızınızı çok özlediğinizi biliyorum. O akşam evin kapısına yazdırdığı yazıyı biliyorum.
Ateş düştüğü yeri yakar. Yatağımın yanında kızımın fotoğrafına bakıyorum her gece. ‘Senin için babacım’ diyorum. Güvenli, aydınlık güzel bir ülkede yaşaman için bu hücredeyim… Burada herkesin hikayesi var. Çoğu arkadaşımın çocuğu var. Hepimizin mücadelesi bu noktada ortak inanın. Ekrem başkanın çocukları, Murat’ın kızı ve oğlu, Necati Özkan’ın çocukları, Mahir’in Mansur’u, Rıza’nın kızları, Tayfun’un 3 yıldır ondan ayrı büyüyen Vera’sı… Çocukların, annelerin, eşlerin ahı emin olun eritir yalancının dağını.
Çok yazık.