Batı Azerbaycan’ın dramı, 200 yıl önce başladı. Çarlık Rusya’sının 19. yüzyılın başlarında Revan Hanlığını işgal etmesiyle bölgedeki demografik durum zorla değiştirilmeye başlandı. 19. yüzyılın başlarında bölgeye diğer yerleşkelerden göç ettirilen Ermeni nüfus yerleştirilmeye, Müslüman Türk nüfus ise sıkıştırılmaya başlandı. Bu siyaset Sovyet Birliği döneminde de devam ettirildi. Bölgedeki Türkçe yer isimlerinin neredeyse tamamı devlet kararıyla değiştirilerek Ermenice isimler verildi, Azerbaycanlılara ait dini ve tarihi anıtlar yok edildi. 19. yüzyıl boyunca Azerbaycanlılar yurtlarından edildi. Bölge Ermenileştirilmesi 20. yüzyıl boyunca da sürdü.
1948-1953 yıllarında Batı Azerbaycanlılar bir imza ile göçe zorlandı. Yaklaşık 140 bin Azerbaycan Türkü evlerinden vatanlarından kovuldu. Üstelik zorunlu göç bununla da sınırlı kalmadı. 1988-1991 yılları arasında, Sovyetlerin çöküşünü fırsat bilen Ermenistan, bir yandan Karabağ, bir yandan Batı Azerbaycan’ı işgal etti. Bu dönemde yaklaşık 300 bin Azerbaycan Türk’ü daha sınır dışı edildi. Batı Azerbaycanlıların dramı, yıllar süren Ermenistan-Azerbaycan geriliminde arka planda kalsa da, Ermenistan’ın 12 Temmuz 2020’de Azerbaycan topraklarına yönelik saldırısıyla başlayan, vatan muharebesiyle yeniden gündeme geldi.
Azerbaycan, 1988’de başlayan ve Hocalı soykırımı dahil, Ermenistan’ın insanlık ve savaş suçlarıyla yürüttüğü 30 yıldan fazla süren Karabağ işgalini, 27 Eylül-10 Kasım 2020 arasında gerçekleştirdiği Vatan Muharebesi’yle sona erdirdi. Zafer sonrası, Karabağ’ın gerçek sahipleri, yeniden vatan topraklarına kavuşurken, 1940’larda başlayan bir baskı ve zulümle yurtlarından edilen Batı Azerbaycan Türkleri de, özlemini çektikleri vatan topraklarına dönme özlemlerini daha yüksek sesle dile getirir oldular. Talepleri, “uluslararası ve insani hukuktan kaynaklanan geri dönüş hakkıydı. Ancak, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, “Bu bizi üzüyor” dedi. “Bazıları “Batı Azerbaycan” tabirini kullanıyor, değil mi? Batı Ermenistan dediğimiz zaman bunun birilerini üzdüğünün farkında değil miyiz? Aynı şekilde “Batı Azerbaycan” demek bizi de üzüyor”
Ermenistan’ın, “toprak talebi diye lanse etmeye çalıştığı”, ancak bununla hiç ilgisi olmayan, geri dönüş hakkı ve “uluslararası hukukun 75 yıllık ihlali”, son olarak, Birleşmiş Milletler’e, resmi bir tebligat olarak iletildi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 5-6 Aralık 2024 tarihlerinde Bakü’de düzenlenen “Geri Dönüş Hakkı: Ermenistan’dan Zorla Çıkarılan Azerbaycanlılar İçin Adaletin Sağlanması” konulu uluslararası konferansın sonuç bildirgesini, BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu’na tebliğ etti. Birleşmiş Milletler de, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın başvurusunu resmi belge olarak yayınladı.
Aliyev, konuya dair son çağrısını da, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği, basın toplantısında ortaya koydu:
“Ermenistan’ın Batı Azerbaycanlıların ata topraklarına dönmeleri için gerekli koşulları yaratmasının zamanı geldi. Elbette Ermeni liderliğinden bu konuda net ve hukuken sağlam bir tutum bekliyoruz. Bu konuyu defalarca dile getirmemize ve kendilerinden somut bir yanıt beklememize rağmen şimdilik susmayı tercih ediyorlar. Azerbaycanlılar o bölgelere ne zaman ve hangi şartlarda dönebilecekler? Bunun netleşmesi lazım.”
Çok yazık.