
Kuzey Makedonya’nın güneybatısında, aynı adı taşıyan muhteşem gölün kıyısında yer alan Ohri, özellikle son yıllarda Türk turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Öyle ki, “Avrupa’daki keşfedilmeyi bekleyen cennet” tanımlaması, Türk gezginler sayesinde çoktan “keşfedilmiş cennet”e dönüşmüş durumda.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde hem doğal hem de kültürel zenginlikleriyle yer alan Ohri ve Ohri Gölü, Balkanlar’ın en eski ve en derin göllerinden biri olma özelliğini taşıyor. Milyonlarca yıllık geçmişe sahip bu büyüleyici coğrafya, berrak suları, etkileyici dağ manzaraları ve kendine özgü biyoçeşitliliği ile adeta bir doğa harikası.
Ancak Ohri’yi sadece doğal güzellikleriyle sınırlamak haksızlık olur. Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan şehir, daracık taş sokakları, geleneksel mimarisi, tarihi kiliseleri ve Osmanlı döneminden kalma izleriyle adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Özellikle Ohri’nin tepesinde yer alan Samuel Kalesi’nden görünen göl manzarası, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor.
Çok yazık.