Araştırma ekibi, 12 yıl boyunca 130 binden fazla ineği ayrıntılı hava durumu kayıtları ve çiftlik anketleriyle izledi. Sıcak stresinin etkilerinin netleştiği bu çalışmada, yaş termometre sıcaklıkları 26 dereceyi aştığında süt veriminin hızla düşmeye başladığı tespit edildi. Bu bunaltıcı koşullara maruz kalan ineklerin tamamen iyileşmesi ise 10 günden fazla sürebiliyor.

Çiftliklerin neredeyse tamamında soğutma sistemleri bulunsa da sistemlerin yalnızca kısmen etkili olduğu gözlendi. 20 derecelik yaş termometre sıcaklığında soğutma kayıpları yarı yarıya azaltırken, bu oran 24 derecede yüzde 40’a kadar düştü. Yine de soğutma sistemlerinin çiftçiler açısından fayda sağladığı ve yatırım maliyetlerinin ortalama 18 ayda geri kazanıldığı belirtildi.

Araştırmada dünyanın en büyük 10 süt üreticisi ülkesinde gelecekteki kayıplar da modellendi. Soğutma olmadan ortalama günlük süt veriminin yüzyılın ortalarına kadar yüzde 4 oranında düşebileceği öngörülüyor. Hindistan, Pakistan ve Brezilya’da ise inek başına günlük yüzde 4’e varan daha sert düşüşler bekleniyor. Soğutma kullanılsa bile bu ülkelerde süt veriminde yüzde 1,5 ila 2,7 arasında kayıp yaşanabileceği ifade ediliyor.

Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Ayal Kimhi, adaptasyonun maliyetli olduğunu ve çiftçilerin maliyet-fayda dengesini dikkatle gözetmek zorunda kaldıklarını belirtti. Bu nedenle çiftçilerin inekleri çevrelerinden tamamen yalıtacak düzeyde bir soğutma uygulamasının maliyetler nedeniyle mümkün olmadığını vurguladı.

Sıcak stresinin yalnızca süt üretimini değil, hayvanların refahını, davranışlarını, doğurganlık düzenlerini ve hayatta kalma becerilerini de etkilediği belirtildi. Araştırmanın yazarları, iklim değişikliğinin artık uzak bir tehdit olmadığını ve çiftçilerin sel, sıcak hava dalgaları ve düzensiz yağışlarla halihazırda mücadele ettiğini ifade etti.