Konya’da faaliyet gösteren bir doğal gaz firması, çalışanlarından birini işten çıkardı. İşçi, “öğle molasında, iş yerinden ayrılarak cemaatle namaz kılmak için camiye gittiğini, iş akdinin haksız yere feshedildiğini” belirterek, işe iade davası açtı.
Davaya bakan mahkeme, işten çıkarmanın haksız yere yapıldığına hükmederek, işçinin göreve iadesini kararlaştırdı.
Mahkeme kararının istinaf mahkemesinde kesinleşmesi üzerine işçi, “ayrımcılık” yönünden değerlendirme yapılması amacıyla TİHEK’e başvurdu.
Başvuru kapsamında yazılı görüşü alınan firma, “işçilerin ibadet edebilmesi için iş yerinde mescit bulunduğunu, her inanışa saygı duyduklarını” savundu.
“İŞYERİNDEKİ MESCİT YERİNE UZAKTAKİ CAMİYE GİTTİ”
Firma, “başvuranın ibadetini şirket nezdindeki mescitte gerçekleştirebilecekken iş güvenliğini ve çalışanların canını tehlikeye düşürme pahasına ısrarla tesisin uzağında yer alan bir camide yerine getirmek istemesinin 4857 sayılı Kanun kapsamında ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve durumlar’ çerçevesinde işverene haklı fesih sebebi verdiğini iddia etti.
Faaliyet gösterdikleri alanın doğal gaz dolum ve satışına ilişkin olduğunu kaydeden firma, işçinin “diğer çalışanların hayatını tehlikeye atacak şekilde görev yerini terk ettiği” gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini savundu.
Başvuruyu inceleyen TİHEK, “din temelinde ayrımcılık” yasağının ihlal edildiğine karar vererek, firmaya üst sınırdan 141 bin 934 lira idari para cezası verdi.
KARARIN GEREKÇESİNDEN
TİHEK’in kararında, Anayasa’nın 24. maddesinde, “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir” hükmüne yer verildiği, kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağı ve suçlanamayacağı kaydedildi.
6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda da “herkesin, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşit” olduğunun güvence altına alındığına işaret edilen kararda, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığın yasak olduğu vurgulandı.
Başvuru konusu olayda, “başvurucunun namaza giderek iş sağlığı güvenliğini nasıl etkilediğine yönelik firmanın açıklama yapamadığı belirtilen kararda, başvurucunun molaya denk gelen zaman zarfında iş yeri dışındaki camiye gittiği” belirtildi.
“Öğle arasında işçinin işyerinde kalma ve ibadetini yerine getirirken cami yerine mescidi seçme gibi bir zorunluluğu bulunmadığı” değerlendirmesine yer verilen kararda, şu ifadeler kullanıldı:
“Başvuranın ibadetini cemaatle gerçekleştirmek amacıyla cuma namazına gitmesi nedeniyle işten çıkarılmasının 6701 sayılı Kanun’un ‘istihdam ve serbest meslek’ başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ‘işveren veya işveren tarafından yetkilendirilmiş kişinin, çalışmanın sona ermesi süreçleri de dahil olmak üzere işle ilgili süreçlerin hiçbirinde ayrımcılık yapamayacağı’ şeklindeki emredici hükme aykırı olduğu ve muhatap şirketin din temelinde ayrımcılık yasağını ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.”
Çok yazık.