
Yüreğimizi yakan, yaşamımızı kuşatmış, bizi diplere çekmek isteyen, birbirinden ağır gelişmelerin kıskacında, nefes alabilmek üzere ne yapmak istersiniz? Kimimiz sanata, kültürel etkinliklere, müziğe sığınır, olmadı, koşullarımız, gelirimiz izin vermiyorsa, kendimizi sokaklara atıp temiz hava almaya çalışırız ya… Gerçi günümüzde temiz hava, su bile bedava değil. Tiyatroya, sinemaya, konsere gitmek ancak geliri yukarılara çıkabilmişlerin harcı.
Yaşam gündemimizin kaosunda, sizleri para ödemeden izleyebileceğiniz, bugün Cumhuriyet YouTube’da, Cumhuriyet’ten Tanıklıklar dizininde yayına girecek, bilim insanımız Dr. Oğuz Baykara’nın, 15 yıl çalışıp hazırladığı dünyanın ilk romanı kabul edilmiş, Japonya’da saray çevresinde yaşanmış “Genji’nin Hikâyesi”ni hiç değilse tadına varabilmek üzere paylaşmak ister misiniz
Oğuz Baykara’nın, dönemin renkli yaşamından görselleriyle paylaşılarak tuğla gibi iki cilt halinde özetlenebilmiş romanın öyküsü, doğrusu elime Cumhuriyet Kitap için özetlenme dileği ile ulaştırılmıştı. Dehşetle, saygıyla, boyumu aşacağının algısına vardım. Hocamızı hemen arayıp “Siz kendiniz yazmaya kalkışsanız bile olmaz” uyarısıyla, “En doğrusu ancak sizin Üç Kuşaktan Söyleşiler konuğumuz olmayı kabul ederek, süresi bir saat olan, renkli görsellerini de kendinizin seçmesi ile tadımlık bir yayın yapılabilir” dileğime itiraz edemedi.
***
Yeri gelmişken dünya tarihinin gerçekliğinde, bilinen ilk roman olarak kayda girmiş romanın dünya çapında bilinmesine karşın, çevirisinin yapılabildiği birkaç ülke arasındayız. İnsanlığın kültürel uygarlıklarının en değerli miraslarının, emperyal sömürü güçleri çok yüksek günümüz ilkelerinde kıskançlık yaratıyor olmasının payı var mıdır bilemem. Hocamızdan öğrenebildiğim kadarı ile kaynak aktarabilen ülkeler bu konuda da öne çıkabilmişler arasındalar. Uygarlığı paylaşma tutkunu araştırmacılar, sanat, sanatçının üretiminin tutkunlarına kolay sınırlar konulamıyor.
Bilebildiğim kadarıyla Japonya ile Osmanlı arasında, imparatorluk süreçlerinden de geçmiş köklü kültürel, ekonomik bağlar da güçlü olmuş. İpek Yolu’yla kurulmuş sıkı ekonomik ticari bağlantılar içinde, bir Japon, sarayına da yakın işadamının, yıllarca İstanbul’a gidip gelerek hem saray içi hem de İstanbul ticaretinin öncüleri ile kurulmuş bağlardan, Cumhuriyet okurları ile de paylaştığım görselleriyle tek kanıtlı örnek değil.
Önceki gün yitirdiğimiz Ali Özgentürk’ün çektiği, Genco Erkal’ın başrolünde yer aldığı, Japonya’dan gelen birincilik ödülü bir diğeri. İlgi duyanlar için bir paylaşımımız daha var. Yine YouTube Üç Kuşaktan Söyleşiler içinde yerini almış, her zaman izlenebilecek, Prof. Ayşe Selçuk Esenbel Hoca’mız ile yapılmış; “Japonya-Türkiye ilişkilerinin 101. yılında tarihten günümüze dersler” başlığıyla özetlenmiş içerikler…
***
Dünyanın bilinen ilk romanının dayanılmaz çekiciliğine gelince… Saray dünyası içindeki tüm gelenekler, renkli çiçekler, kokuları ile anlatılan duygular… Şiir diliyle paylaşılan iletişimler üzerinden inanılmaz güçlü renkleriyle insanları, doğayı, ilişkilerini anlatan renkli çiçekler. İleri kültürün simgesi, yaşam ilişkileri… Bugünün yaşanan acımasızlıkları, ilkelerinin tam tersi düşler diyarı gibi bir yaşamın yansımaları… Amerika’nın Japonya’ya attığı bombaların yaraları hâlâ sarılamadı. Kirli çıkar savaşları ile insan eliyle yaratılan güzelliklerin çelişkisi…
Çok yazık.